Posts Tagged ‘ kadın manipülasyonu ’

Kadına şiddet yalandır ve yoktur!

Ancak insanın insana şiddeti ve cinayeti vardır.

Diğer bir ifadeyle erkeğin kadına; kadının erkeğe; kadının kadına; kadının çocuğa; erkeğin erkeğe; erkeğin çocuğa; insanın transseksüele; insanın hayvana ya da hayvanın insana şiddet ve cinayeti mevzubahistir.

Lakin ne kadın erkek olabilir; ne erkek kadın olabilir; ne de transseksüel bir değişimle kadın yahut erkek olunabilir! Her işte olduğu gibi sadece görünüş farklılaşsa da fıtrat aynıdır. Dolayısıyla ne isen osundur; tıpkı dünya ve kâinat gibi!

Cahiliye devrini son erdiren İslam’ın gelmesiyle kadına şiddet yasaklanmış; dolayısıyla fıtratı kadın olan hiç kimse kadın olduğundan ötürü ne şiddete uğramış ne de cinayete maruz kalmıştır.

Çünkü İslam’ın hükmü gereği her kadın bir eş, ana, kardeş, abla, hala, teyze, anneanne, babaanne ve korunup kollanmasıyla yükümlü bir varlıktır. Bu sebeple fıtrati muhafazası süren kadını provoke etmek suretiyle yaratılış özüne aykırı isyana kalkıştırma gayreti öyle bir fitnedir ki,  bundan dolayı gerek kadın gerekse erkek öfkelerine yenik düşmelerinden birbirlerine karşı şiddet göstermekte; her şeyde olduğu gibi güçlü zayıfa üstün gelmektedir.

Gerek analıklarıyla gerekse eşlilikleriyle İslam’da fevkalade ayrıcalıklı bir saygınlıkta bulunan kadının erkekle eşit olabilme hırsı öyle bir acizlik, kıskançlık ve alçalmışlıktır ki, gururun nasıl bir lanet olduğunu kanıtlamaktadır.  

Yoksa önünde baş eğilen, âşık olunan, sevgi ve tazimde her türlü fedakârlıkta bulunulan kadının kadın olması hasebiyle kin ve nefret duyulup düşman kabul edilebilmesi ancak sapkınlığın bir sonucudur.

Ki, zamanın teki olarak arşa yükseltilen ve namı bediüzzaman olan Said Nursi de, Kürt Said olarak ahkâm kestiği dönemlerde Doğu’daki müritlerine “Kadın şeytandır, ondan zinhar uzak durun” derken; Batı illerinde Kürt ırkçılığından dolayı sürgün yaşadığı yıllarda bu nefretinden, Kürt nüfusunun artabilmesi için soydaşlarına bol bol çocuk yapmaları maksadıyla fikrinden vazgeçmiştir. Ancak hiçbir kadınla evlenmemiş olması, kadın düşmanlığına bir kanıttır.

Avrupa’nın en büyük yazarı ünlü Alman filozofu Friedrich Nietzche, papaz olan babası ve Katolik okullarda eğitim görmesine rağmen “tanrı öldü” diyerek ateist olmuştu. Beş yaşında babasını yitirmesi akabinde annesi, anneannesi, kız kardeşi ve iki teyzesinin kendisini bakarak yaşamış bir kadın düşmanıydı. Kadın konusundaki fikri; “Kadınla konuşacağın zaman kırbacı eline almayı unutma.”

Ünlü Hıristiyan ilahiyatçısı ve filozofu Clément’e göre; “Kadın kadın olmaktan dolayı utanmalıdır.”

Budizm’in tanrısı Buda ise: “Eğer kadınları dinime kabul etmeseydim Budizm çok uzun zaman temiz bir şekilde devam ederdi. Bugün artık Budizm’in uzun zaman yaşayacağını zannetmiyorum. Zira bu dine kadın girmiştir.”(Edyanu’l Hind 72)

Yahudilerin her sabahki dualarında şu cümleler dikkat çekicidir: “Ezelî İlahımız, kâinatın kralı, beni kadın yaratmadığın için sana hamd olsun”

Eski Hind Hukukuna göre kadın bir köledir. “Felaket, tayfun, ölüm, cehennem, ejderha ve ateş, hiçbir zaman kadından daha kötü değildir.“

Çin’de kadın; insan değildi, kadınlara isim verilmez, sadece numara konularak, bir iki üç diye seslenilirdi. Kız çocukları, İslam öncesi Ortaçağdaki gibi uğursuzluk sebebi sayılırdı.

Brahmanlar’da kadınlar, eşlerine kul köle olmaktaydı. Geleneğe göre bir Brahman’ın karısı erken kalkarak, yıkanmalı ve evi temizlemelidir. Ancak ondan sonra kocasını uyandırmalıdır. Kocasının yatağından belli bir mesafede, ayakta durup ellerini önünde kavuşturarak, “Selam Krişna” der. İlk çocuğun doğumundan sonra ayrı odalarda uyurlar. Kadın, kocası öldüğü zaman hayat hakkı yoktu ve o gün ölmeliydi.
Kadınlar kendi istekleriyle veya zorla, kocalarının cenaze ateşine atılarak diri diri yakılırlardı. Buna rağmen içinde bulunduğumuz yüzyılda dahi, dul yakma olayları devam edebilmektedir.

Babil’de kadın; evcil hayvanlar seviyesindeydi. Tıpkı günümüzün modern kadınları gibi vücutlarını teşhir etmek amacıyla ince gömlekler giyerek ilgi ve dikkat çekmek maksadıyla yürüyenlere fahişe denirdi. Erkek ya da kadınlar, eşlerini dostu ile birlikte idare ederlerdi. Biri bir adamın kızını öldürdüğü zaman, o da kızını diğerine teslim ederdi. Teslim alan kişi ister kendi malı gibi kullanır, isterse öldürürdü.

İslam, diğer dinler ve düşüncelerde olduğu gibi kadını hor ve hakir görmeyip, üstelik barbarlar misali zina yapan kadın, erkekten ayrı tutularak ölüm cezası verilmemekte, vazgeçip samimiyetle tövbe etmelerine mukabil bağışlanıp esirgenmektedirler.

Kadına şiddet manipülasyonu tamamen İslam’a yönelik olup, iman etmiş Müslüman kadınları batıla yani sapkınlığa çevirebilmek maksatlıdır. Dolayısıyla gerek eşcinsellik gerekse feministlik masum addedilen sapkınlıklardır.  

Kadını kadın yapan kadınlığıdır! Bu öylesine üstün bir vasıftır ki, kadınlığını unuttuğu yahut vazgeçtiği andan itibaren şiddet sarmalığına kapılmak suretiyle her şeyi aleyhinde bularak öyle bir paranoyaya uğrar ki, hizmetinde olan erkekle yarışa kalkışarak acizleşir hatta manyaklaşır! 

Dolayısıyla kadın bir şiddete yahut cinayete uğruyorsa; sebebi kendisidir; yani intiharıdır!

Her Müslüman kadın veya erkek için ALLAH ve Resulü’nün hükümleri bağlayıcıdır; nefsi hiçbir istek ve seçim bu hükümlere karşı gelmeye olurluluk vermez.

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının.” Nisa 1

Allah’ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var. Allah’tan lütfunu isteyin; şüphesiz Allah her şeyi bilmektedir.  Nisa 32  

“Erkek olsun, kadın olsun, her kim de mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” Nisa 124  

“Allah erkek münafıklara da kadın münafıklara da kâfirlere de içinde ebedi kalacakları cehennem ateşini vadetti. O, onlara yeter. Allah onlara lanet etmiştir! Onlar için devamlı bir azap vardır.” Tevbe 68 

“Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir. Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vadetti. Allah’ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş da budur. “ Tevbe 71-72